Konuşma yaşı geldi hatta geçiyor ama! “ÇOCUĞUM HALA KONUŞAMIYOR” DİYORSANIZ… Anne-babaları en çok endişelendiren sorunlardan birini, çocuklarının 2-3 yaşına gelip de hala konuşamıyor olması oluşturuyor. Bu bir hastalık mı yoksa telaşa gerek yok mu? İşte, uzmanından Akşam Gazetesi’ne özel, anne-babalara çok önemli uyarılar, öneriler… Pek çok anne- baba aynı serzenişle çalıyor uzmanların kapısını. Çocuklarının konuşma yaşının geldiğini hatta geçtiğini, konuşulanları anlayabilse de iş konuşmaya geldiğinde 2-3 yaşından beklenen gelişimi gösteremediğini anlatıyor, büyük bir endişeye kapılıyorlar. Dil ve Konuşma Bozuklukları Uzmanı Dilek Eroğlu Uzun, geç konuşmanın yaygın bir sorun olduğunu, bunun birçok nedeni olabildiğini belirterek “Ailede gecikmiş konuşma öyküsünün olması, prematüre doğumlar, düşük doğum kilosu, işitme kaybı, otizm, zihinsel engeli, Down Sendromu benzeri çeşitli sendromlar, yetersiz beslenme, tümörler, felç, beyin hasarı ve halk arasında ‘spastik çocuk’ olarak adlandırılan kas ve sinir hastalığı Serebral Palsi bunlardan bazılarıdır” diyor. Teknoloji de olumsuz etkileyebiliyor! 2-3 yaş arası çocukların “git-dur”, “büyük-küçük”, “yukarı-aşağı” gibi anlamsal farklılıkları anlayabilmesi, “kitabı al ve masanın üzerine koy” gibi iki aşamalı yönergeleri yerine getirebilmesi, 2 yaşında en az 50 kelime dağarcığının olması ve 2-3 kelimeyi yan yana getirerek kendini ifade edebilmesi gerektiğini belirten Dilek Eroğlu Uzun “Çocuğunuz 2-3 yaş civarı jest ve mimikleri anlamıyorsa, soru sormuyorsa, yönergeleri takip edemiyorsa, sorularınızı cevaplamıyorsa, nesne ve resimleri tanımlayamıyorsa, başkalarıyla konuşurken sıra almıyorsa dil becerilerinin değerlendirilmesi gerekir” diyor. Günümüzde teknolojideki gelişmenin aile bireyleri arasındaki iletişimi sınırlar hale geldiğini, bunun da günümüzde en büyük sorunlardan birini oluşturduğunu vurgulayan Dilek Eroğlu Uzun, bu durumun çocuğun dil ve konuşma becerilerini olumsuz etkilediğini belirterek “Ev ortamında bu tür aletlerin kullanımını sınırlandırmak hem çocuğunuzla iletişiminizin daha iyi olmasına hem de iyi bir dil gelişimine katkı sağlayacaktır” diyor. Anne-baba çocuğuyla sürekli konuşmalı Çocuğun dil gelişimi için anne-babaların çocuklarıyla sürekli iletişim halinde olmalarının, dil becerilerinin gelişiminde son derece önemli rol oynadığını vurgulayan Dilek Eroğlu Uzun, “Bir şeyler yaparken ya da bir yere giderken çocuğunuzla konuşun, çocuğunuzun taklit edebileceği gibi basit ama dil bilgisel olarak doğru bir dil kullanın. Çocuğunuza sesleri tanıtın, örneğin dişlerimizi nasıl fırçalarız ‘ç-ç-ç’, vapur nasıl gidiyor ‘v-v-v’ gibi. Çocuğunuzun cümlelerini genişletin, örneğin çocuğunuz ‘araba’ dediğinde siz de ‘evet! Büyük kırmızı bir araba’ diyebilirsiniz. Çocuğunuza her gün kitap okuyabilmek için bir vakit ayırın. Çocuğunuzun işaret ettiği nesneleri ona tanıtın ve ondan nesnelerin isimlerini söylemesini isteyin” diyor. “Erkek çocuk geç konuşur” inanışı zarar veriyor Halk arasında “erkek çocuk geç konuşur” gibi yanlış inanışların geç kalmış bir terapi sürecine neden olabildiğini belirten Dil ve Konuşma Bozuklukları Uzmanı Dilek Eroğlu Uzun, bunun sonucunda da çocuğun içine kapanabildiğini ya da akademik becerilerde yaşıtlarına göre geride kalabildiğini vurgulayarak “Erken tanı ve terapi hızlı iyileşme sürecini beraberinde getirmektedir” diyor. Dil ve konuşma bozukluğu yaşayan çocuklarla uzman dil ve konuşma terapistlerinin çalışması gerektiğini belirten Dilek Eroğlu Uzun, öncelikle çocuğa uygulanan çeşitli testlerle dil ve konuşma bozukluğu tanısı belirlendiğini, sonra çocuğa uygun terapi planı oluşturularak çalışmalara başlandığını, terapi sürecinde ailenin, bakıcının ve öğretmenin verilen çalışmalara destek olmasının iyileşme sürecini hızlandırdığını söylüyor.