İletişim; anlaşılmak, kendini ifade edebilmek, istek ve ihtiyaçlarını belirtmek, duygularını anlatmak, gereksinimleri karşılamak gibi amaçlarla kaynak ve alıcının kanal yardımıyla kurduğu bir etkileşimdir. Verimli ve doğru iletişim için; dili etkili, yerinde, amacına ve kurallarına uygun bir şekilde kullanmak gelişimsel dilin temel taşlarındandır. Dili kullanmayı öğrenme, varoluşumuzdan itibaren çeşitli aşamalarla edindiğimiz bir beceridir. Bu beceriyi edinirken konuşma öncesi dönemde önem verdiğimiz başlıklar olarak; dikkatini yöneltme, sıra alma, taklit etme, sesler, mimikler ve jestler kullanma, oyun oynamayı öğrenme, kendisiyle iletişime giren kişiye tepki vermeyi sıralayabiliriz. Çocuğun sese, hareketlere, nesnelere dikkatini yöneltmesi çok önemlidir. Dikkati güçlendirmek, gelişim alanlarının kazanımlarında görevlerin yerine getirilmesiyle yakından ilgilidir. Sıra alma becerisi geliştirilmeli, örneğin ses ya da eylem sırayla yapılmalıdır. Çocuğun taklit etmesi için mimikler yapılmalı ve sesler çıkarılmalıdır. Taklit becerileri, dilin de taklit yoluyla edinimi dolayısıyla elzemdir. Ses çıkarma, yapılan jestler ve mimikler söz öncesi dönemde kendini ifade etmek için önemlidir. Mesela; sevmediği bir yiyeceği gördüğünde yüzünü buruşturması gibi. Oyun, dil ve doğru davranı Devamını Gör
Konuşma yaşı geldi hatta geçiyor ama! “ÇOCUĞUM HALA KONUŞAMIYOR” DİYORSANIZ… Anne-babaları en çok endişelendiren sorunlardan birini, çocuklarının 2-3 yaşına gelip de hala konuşamıyor olması oluşturuyor. Bu bir hastalık mı yoksa telaşa gerek yok mu? İşte, uzmanından Akşam Gazetesi’ne özel, anne-babalara çok önemli uyarılar, öneriler… Pek çok anne- baba aynı serzenişle çalıyor uzmanların kapısını. Çocuklarının konuşma yaşının geldiğini hatta geçtiğini, konuşulanları anlayabilse de iş konuşmaya geldiğinde 2-3 yaşından beklenen gelişimi gösteremediğini anlatıyor, büyük bir endişeye kapılıyorlar. Dil ve Konuşma Bozuklukları Uzmanı Dilek Eroğlu Uzun, geç konuşmanın yaygın bir sorun olduğunu, bunun birçok nedeni olabildiğini belirterek “Ailede gecikmiş konuşma öyküsünün olması, prematüre doğumlar, düşük doğum kilosu, işitme kaybı, otizm, zihinsel engeli, Down Sendromu benzeri çeşitli sendromlar, yetersiz beslenme, tümörler, felç, beyin hasarı ve halk arasında ‘spastik çocuk’ olarak adlandırılan kas ve sinir hastalığı Serebral Palsi bunlardan bazılarıdır” diyor. Teknoloji de Devamını Gör
- İlk 3 ayda çocuk keyif sesleri çıkarır (cıvıldama); her bir farklı ihtiyacı için farklı bir biçimde ağlar; sizi gördüğünde gülümser.
- 4-6 ayda içinde p, b, m gibi seslerin olduğu, konuşma benzeri babıldama sesleri çıkarır; kendi kendine güler; heyecan ve öfkesini ifade eden sesler çıkarır; yalnız bırakıldığında ve sizinle oynarken çağıltı sesleri çıkarır.
- 7-12 ayda “tata apap bibibi” gibi kısa ve uzun ses gruplarından oluşan babıldamalar başlar; dikkat çekmek ve dikkati üzerinde tutmak için sesler çıkarır; iletişim için vücut hareketlerini kullanır (el sallama, kucağa alınmak için kolların tutulması); farklı konuşma seslerini taklit eder; 1 yaş civarında bir ya da iki kelimesi vardır (mama, baba), sesler ç